yabancı ingilizce tercümesi | yabancı ingilizce sözlük anlamı | online tercüme





üniversite kursu ankara

foreign

  • İngilizce





yabancı

  • Türkçe

Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebi. - sıfat

Başka bir milletle ilgili olan.

Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge.

Tanınmayan, bilinmeyen, yad.

Aynı türden, aynı çeşitten olmayan.

Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan.

Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan.

 


Örnek Cümle

Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok.

R. E. Ünaydın

Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir.

Atatürk

Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım.

M. Ş. Esendal

Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı.

Y. Z. Ortaç

Yağın içinde yabancı maddeler var.

Bu uygulamanın yabancısıyım.

Yabancı arabalar buraya park edemez.

 




Online Tercümeler size  powerd by google translate  altyapısı ile sunulmaktadır.

 
 


Türkçe


İngilizce



Sorgu

Tercümesi

Dilinden
Diline

volan

flywheel

Kız

Girl

deneme sınavı

trial exam

egemen

dominant

Engelli

Disabled

Boran okula neden gelmedi

Why didn't Boran come to school?

sigaram bitti.

I ran out of cigarettes.

çaresiz

helpless

kemik

bone

İyi arabalar

Good cars

otokrasi

autocracy

paraşüt

parachute

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
tercumesi.com bir nerededir.com sitesidir.